“Başkanların Gözüyle”

“Başkanların Gözüyle”

“Başkanların Gözüyle”

Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Naci Kaplan:

“Kanatlı Eti Sektörü”

Türkiye’deki beyaz et sektörünün gelişimine bakacak olursak; 1970li yıllarda aile işletmeciliği olarak başlayan piliç eti üretimi 1980’li yıllarda entegre tesislerin artmaya başlaması ve sözleşmeli üretim modelinin uygulanmasıyla önemli bir yapısal değişim gösterdi. 2000’li yıllarda yatırımlarını sürdüren sektör, Avrupa ve dünya standartlarını yakaladı ve hatta aştı.

Ülkemizde 15 binin üzerinde etlik piliç yetiştirme kümesi mevcuttur. Kümes sahipleri, sektörde uygulanan başarılı “sözleşmeli yetiştiricilik” modeliyle sürekli üretim yapabilmekte ve gelir elde edebilmektedir.

Yurdun çeşitli bölgelerinde yerleşik 20’den fazla beyaz et üreten entegre tesis vardır. Bir kısmı beyaz et üreten entegre firmalar, bir kısmı entegre firmalar olan bu firmalar, bünyelerinde kendine ait yem fabrikası, damızlık işletmeleri, kuluçkahaneleri, sözleşmeli çiftlikleri, kesimhaneleri, ileri işleme tesisleri ve pazarlama birimleriyle tamamı kayıt altında üretim yapar.

Ülkemizde beyaz et üretimi, bilime dayalı bilinçle sürekli gelişme gösterirken çiftlikten çatala süregelen tüm üretim süreci gıda güvenliği,  halk sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı ilkelerine uygun bir şekilde ve uluslararası normlar çerçevesinde yapılmaktadır.

OECD ve FAO yayını olan son Tarım Raporu’na göre, dünyada toplam et üretimi 350 milyon ton civarındadır. Bunun yüzde 40’ına tekabül eden 140 milyon tonu kanatlı etidir. Bu raporda, kanatlı etinin, diğer hayvansal gıda ürünleri arasında gelecek 10 yılda en fazla üretilen protein kaynaklı gıda olmaya devam edeceği vurgulanmıştır.

Son 20 yılda beyaz et üretimimiz neredeyse 4 kat arttı ve günümüzde 2,4 milyon tona yakın kanatlı eti üretimiyle ülkemiz dünyada 8. sıraya yerleşti. Dünyada ortalama kişi başına 17,3 kg beyaz et tüketilirken, ülkemizde bu miktar 21 kg’dır. Gelişmiş ülkelerde ise beyaz et tüketimi ortalama kişi başına 35-40 kg seviyesindedir.

Türkiye, dünya beyaz et ticaretinin üçte birinin yapıldığı coğrafyada bulunduğundan, jeopolitik öneme sahip bir konumdadır. Her yıl geliştirdiği kalitesiyle ihracat son 20 yılda 20 kat artırmıştır. İhracatımız 2000”li yılların başında 30 bin ton iken, 2023 yılında tavuk ayağı hariç 500 bin tona ulaştı. Bugün 90’dan fazla ülkeye kanatlı eti ihraç ediyoruz. Dünyanın en büyük 5 ihracatçısından biri olduk.

Ülkemiz beyaz et sektörü, ulusal ve uluslararası kalite standartlarını üst düzeyde uygular. Gıda güvenliği ilkelerine titizlikle uyularak üretim yapılır. Ülkemizin, “Yeni Dünya” düzeninin en önemli konularının başında gelen sürdürülebilir ve çevre dostu üretim uygulamalarına kendini adamış şekilde hızla gelişmeye devam ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Sektörde kesim işlemi tamamen İslami kurallar çerçevesinde hayvan refahı gözetilerek, piliçlere en az zarar verecek şekilde bayıltma/sersemletme yöntemi uygulanarak yapılmaktadır. Kesimlerin tamamı kasaplar tarafından elle yapılır. Entegrelerin tüm üretim süreçleri üçüncü taraf belgelendirme kuruluşları tarafından yapılan kontrol ve denetimlerle de sürekli takip edilmektedir. Derneğimize üye olan entegre firmaların tamamı dünyaca kabul gören kalite, gıda güvenliği, çevre ve iş güvenliği yönetim sistemlerinin yanında “TSE Helal Uygunluk Belgesi”ne de sahiptir.

Sektör, bilimsel gelişmeleri ve üretim metotların araştırılması ve kullanımı konusunda devlet ve üniversitelerle ortak çalışmalar yürütmektedir. Üretimin her aşaması Tarım ve Orman Bakanlığı’nın koyduğu kurallar doğrultusunda yapılır. Bu kuralların tamamı Avrupa Birliği (AB) ile uyumludur.

Sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı bir nesil için yeterli ve dengeli beslenmek gereklidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sağlıklı beslenme için belirlediği anahtar adımlar arasında, kırmızı ete oranla daha az yağ içeren kanatlı eti yani beyaz et ve balık tüketilmesi önerisi yer almaktadır.

Piliç eti, sağlıklı ve dengeli beslenme, bedensel ve zihinsel gelişim için tüketilmesi gereken hayvansal protein kaynaklarının en önemlilerinden biridir. Tavuk eti proteinleri, insan beslenmesinde gerekli olan tüm amino asitleri yeteri ve dengeli miktarda içerir.

Tavuk etinde doymamış yağ asitleri oranı kırmızı ete göre daha yüksek olduğundan, tavuk etinden zengin beslenme düzeninde kolesterol seviyesinin çok düşük olduğu ve Ateroskleroz (damar sertliği) riskinin azaldığı saptanmıştır.

Tavuk etinde sodyum içeriği de çok düşüktür. Bu nedenle, tansiyon hastaları için önemli olan düşük sodyumlu diyetlere son derece uygun bir besin kaynağıdır.

Tavuk eti B2, B6, B12 gibi vitaminlerce de oldukça zengindir. Sindirimi, liflerinin kısa olması nedeniyle çok kolaydır. Bu yüzden sindirim sorunu olan kişilerin protein ihtiyacını tavuk etinden almaları son derece yararlıdır.

Yüksek düzeyde biyolojik değere sahip olan tavuk eti bütün bu özellikleri nedeniyle gastrit, ülser, spastik kolon, pankreatit, zayıflatıcı veya şişmanlatıcı, kalp ve damar hastalıkları için hazırlanan birçok diyette kullanılmaktadır. Ayrıca, enerji değerinin düşük olması, liflerinin kısalığından dolayı kolay çiğnenebilir ve kolay sindirilebilir olması nedeniyle de tavuk etleri çocuk ve yaşlıların beslenmeleri dâhil tüm yaş grupları için birçok özel diyette yer alabilecek özelliktedir.

Özetle, kanatlı eti insan beslenmesi açısından önemli bir yer tutan hayvansal proteinin temininde, hızlı üretilebilmesi ve ekonomik olması nedeniyle stratejik bir konuma sahiptir. Ülkelerin, sağlıklı ve ekonomik protein alımı üzerine kurulu “Beslenme Stratejileri” ne derece başarılıysa gelişmekte olan genç nesil de o denli sağlıklı olmaktadır.

İnsan beslenmesi açısından böylesi önemli ögeleri yapısında bulunduran tavuk etinin güvenilir olması da gereklidir. Tüm üretim sürecinde veterinerlik, ziraat, gıda, endüstri, çevre ve daha birçok alanda yetişmiş kalifiye insan gücünün bilgi ve emeğiyle çalışmalarını sürdüren Türk beyaz et sektörü, nitelikli ve güvenilir gıda eldesi temelinde, sahip olduğu kaliteyi koruyarak, mevzuatına uygun ürün üretimini sürdürmektedir.

Öncelikli sorunlarımıza ilişkin taleplerimiz aşağıda verilmiştir:

Kendine yeterli üretimi yapılan beyaz et sektöründe faaliyet gösteren yetiştirme kümesleri, karlılık oranının altında kalan ölçekleri nedeniyle atıl duruma düşmekte veya entegrelere uzak yerlere verilen desteklerden dolayı yeni kümeslerden faydalanma durumunda zorluklar çekilmektedir. Bu nedenle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın IPARD ve kırsal kalkınma desteklerinden, uygun bölgelerde yeni kümes yatırımına imkân verecek kararlar almasında katkılar bizim için önemlidir.

Maalesef sektörle ilgili olarak kamuoyuna sunulan bilimsel temeli olmayan iddiaların sonucu halkımızda yanlış algılar oluşmuştur. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığımızın desteğine ihtiyacımız var. Kamuoyunda beyaz et sektörü ile ilgili doğru bilinen yanlışları düzeltmek amacıyla Bakanlığımızın planlayacağı kamu spotu, halkımızın dengeli ve sağlıklı beslenmede beyaz etin önemini anlamasına eminiz çok fayda sağlayacaktır.

Dünyada onaylı biyoteknolojik ürün sayısı 577, AB’de onaylı biyoteknolojik ürün sayısı 140 ve Türkiye’de ise bu sayı sadece 36’dır. Bu durum maliyetlerimizin artmasına neden olmakta, ihracatta rekabetçi olmamızı zorlaştırmaktadır. Biyoteknolojik ürünler konusunda yasal düzenleme getiren Biyogüvenlik Kanunu ve ilgili diğer yasal düzenlemelerin AB mevzuatı ile uyumlu hale getirilmesi en büyük temennimizdir.

 

  

Close