Prof. Dr. Mehmet Pala’nın Gündemi: “Krizlerde Ne Yapılmalı?”

Prof. Dr. Mehmet Pala’nın Gündemi: “Krizlerde Ne Yapılmalı?”

Prof. Dr. Mehmet Pala’nın Gündemi: “Krizlerde Ne Yapılmalı?”

Ülke olarak, kurumsal veya bireysel olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik olarak öngörememezlik birçok sanayi kuruluşunu ileriye dönük yatırım yapmaktan alıkoyuyor. Ancak yine de böyle ekonomik krizleri akıllı stratejilerle fırsata dönüştürülebilmek mümkün.

Bir kurumu/şirketi yönetiyorsanız onun gelişmesi, büyümesi ekonomik güçlükleri aşma sorumluluğunu da taşıyorsunuz demektir. Bu nedenle konjonktür ve piyasa koşulları iyi analiz edilmeli ve hedefleriniz netleştirilmelidir. Öngörebilme ve amaca uygun önlem alma kriz dönemlerinin akıllı stratejisidir.  Böyle dönemlerde süreçler gözden geçirilmeli, tasarruf imkânları araştırılmalıdır. Tasarruf harcamayı kısmak değil, imkânları yerinde kullanmaktır.

Krizlerde sermaye ile iş gücü ilişkilerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Üretimi, ekonomik devinimi insan yapıyorsa, çalışanların durumunu anlamadan başarılı iş yapmak mümkün mü? Bu bağlamda ekonomideki belirsizlikleri, tehlikeleri ve entelektüel sermayenin değerini anlamadan, farkında olmadan krizleri aşmak ve fırsata dönüştürmek mümkün müdür?

Bu konuda sizlerle bir anımı paylaşmak isterim. Yıl 2009, ülkedeki ekonomik kriz nedeniyle televizyonlarda her gün binlerce işçinin işten çıkarıldığı haberleri veriliyordu. İnsanlar sabah işe giderken akşam eve işsiz dönme endişesi taşıyordu. Kimse önünü göremiyordu. Böyle zamanlarda yaygın olarak ilk yapılan iş,  işçi çıkarmak ve masrafları kısmak oluyordu. Benim yönetici olduğum şirketler de krizden etkileniyordu. Ben işçi çıkarmayı iyi bir çözüm olarak görmüyordum. Nitekim İstanbul merkezde ve Denizli Akkent’teki fabrikada bulunan tüm çalışanlarımızı topladım, durumu anlattım. “ Ancak hepimiz gayret gösterir, hep birlikte bir dayanışma içinde olur ve iyi çalışırsak, bu krizi daha kolay atlatacağımızı söyledim. Ben sizlere güveniyor ve birlikte başaracağımıza inanıyorum” dedim. Ayrıca bu zorlu süreçte hiçbir çalışanımızı ne olursa olsun işten çıkarmayacağıma dair söz verdim. Satışa odaklandık, ürün portföyünü genişlettik ve tasarruf imkânlarını araştırdık. Böylece tüm şirkette bir dayanışma ve çalışma hevesi yarattık. Kriz dönemlerinde müşteriyi anlamak ve sıcak diyalogun sürdürülmesi önemli. Sonuçta sizin masraflarınızı ve karlılığınızı müşterileriniz sağlıyor. Müşterilerimizle daha yakından ilgilendik, alacaklarımızda olabildiğince esnek olmaya çalıştık ve satış kanallarını rahatlattık.

Uyguladığımız strateji, çalışanlarımıza güvenmemiz ve gösterdiğimiz gayretler sonuç vermiş ve şirketlerimiz 2009 yılını en karlı yıl olarak kapamıştı. CNBC-e Business Dergisi, bizim şirketimizin de aralarında bulunduğu 236 halka açık şirketin CEO’nun 2009 yılı performansını değerlendirmiş ve krizin en başarılı 100 CEO’sunu belirlemişti (1). Bu değerlendirmede şirketlerin cirosu, karlılık, nakit varlıkları, öz kaynak verimliliği, satış verimliliği, borç yapısı ve istihdam verimliliği parametreleri ölçülmüştü. Buna göre, Döhler/Konfrut Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su olarak borsaya kayıtlı 236 şirket içinde en başarılı 4. CEO seçilmiştim. Yapılan değerlendirmelerde üretim maliyetinin düşmesi ve satışa odaklanmamız karlılıkta 100 tam puan almamızı sağlamıştı. Biz krizi fırsata çevirmiştik.

Burada asıl söylemek istediğim; şirketleri büyüten ve küçültenin esas olarak şirket yönetiminin öngörü ve yönetim yeteneğiyle çalışanlarının ekip ruhuyla firma aidiyet bilinciyle gösterdikleri çabadır.

Ben günümüzün bu ekonomik zorluklarının aşılacağına inanıyorum. Türkiye’de iş insanları ve yöneticileri firma yönetimini iyi öğrendiler, yeni koşullara en hızlı bir şekilde adapte olma ve krizlere karşı dayanıklı olma yeteneği geliştirdiler. Bu yüzden günümüzde birçok uluslararası büyük şirketlerin üst düzey yöneticileri arasında Türk yöneticileri görmek şaşırtıcı değildir. Krizlerle baş etmenin ve yönetmenin kolay olmadığının farkındayım. Ancak aklı kullanarak bir çıkış yolu bulunacağını düşünüyorum.

(1). CNBC-e Business Dergisi, 2010 Temmuz Sayısı, Sayfa 25-34.

 

Close