Değerli arkadaşlar,
Hepinize merhaba.
Bu ay sizlere hem gıda ve içecek sanayinde sürdürülebilirlik ve sektörümüzde doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi noktasında yapılan bazı çalışmalar hakkında bilgi vermek istiyorum.
Ancak öncesinde ulusal bağımsızlığımızın temellerinin atıldığı 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yıl dönümünde tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anarak yazıma başlamak istiyorum.
102 yıl önce bugün, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki kahramanlarımız büyük bir zafer kazandı. Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde neler başarabileceğinin en güzel örneği olan 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyorum.
Biliyorsunuz gıda sanayisi, sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda hareket etmek zorunda olan kritik bir sektördür. Bu sektör hem çevresel etkileri minimize etmek hem de toplumun artan gıda ihtiyaçlarını karşılamak adına sorumlu bir yaklaşımı benimsemelidir. Sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel faktörlerle sınırlı kalmamakta; ekonomik, sosyal ve etik boyutlarıyla da ele alınmalıdır. Gıda üretiminde sürdürülebilirlik, toprağın verimliliğinin korunması, su kaynaklarının etkin kullanımı ve enerji tüketiminin azaltılması gibi unsurları kapsar. Ayrıca, gıda üretiminde atık yönetimi ve geri dönüşüm süreçleri de büyük önem taşır. Endüstriyel faaliyetlerde atıkların minimuma indirilmesi, karbon ayak izinin azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kilit rol oynar.
Federasyon olarak biz de sektörümüzün sürdürülebilir şekilde çalışmalarına devam etmesini arzuluyor, bu doğrultuda çalışmalar yapıyoruz. Çünkü, sürdürülebilir gıda sistemlerine geçiş, gıdanın üretim, ambalajlama, taşıma ve tüketim şeklini gözden geçirerek alışılagelmiş yaklaşımların ötesine geçen çözümler gerektirir. İçinde bulunduğumuz süreç, sürdürülebilir üretimin hem geleceğimiz hem de sektörlerimiz için ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Ancak, sürdürülebilirlik kadar önemli bir diğer konu da kamuoyunda doğru bilinen yanlışların düzeltilmesidir. Gıda ile ilgili birçok konuda bilgi kirliliği mevcut. Ortada dolaşan yanlış bilgiler, tüketicilerin sağlıklı ve bilinçli kararlar almasını engelliyor. Bu noktada, bilimsel verilere dayalı doğru bilgilendirme çalışmaları büyük önem taşıyor. TGDF olarak, bu konudaki bilgi kirliliğini önlemek ve tüketicilere doğru bilgi sunmak amacıyla çeşitli eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütüyoruz. TGDF olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte bilgi kirliliği ile mücadele etmek adına önemli bir birlikteliğe imza attık. Bu iş birliği ile federasyon üyesi derneklerin faaliyet alanları ile ilgili özellikle dijital dünyada dolaşan yanlış ve yanıltıcı iddialara karşı etkin bir mücadele gerçekleştireceğiz.
Gıda sanayisinin sürdürülebilirliği, sadece çevre ve toplum için değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve uluslararası rekabet gücü açısından da kritik bir öneme sahip. Doğru bilinen yanlışları düzeltmek ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalmak, sektörün geleceği için atılması gereken en önemli adımlar arasında yer alıyor.
Sektörümüzde yaşanan bu gelişmelerle birlikte TGDF olarak da bir değişim ve dönüşüm sürecindeyiz. İlk olarak uzunca bir süredir TGDF markamız, logomuz ve kurum kimliğimiz üzerinde yeni bir enerji yaratmak ve mevcut versiyonun kullanım alanlarındaki kısıtlamaları aşmak için çalışmalar yapmayı planlıyorduk. Bu doğrultuda iletişim ajanslarımızdan destek alarak, birçok alternatif çalışma yaptık. Genişletilmiş Yönetim Kurulumuz ve başkanlarımızın oylarıyla TGDF’nin yeni logosu ile kurumsal kimliğini belirledik. Kısa bir süre içinde yeni logomuzun ve kurumsal kimliğimizin duyurusunu yapacak olmanın heyecanı içindeyiz.
Diğer bir konumuzda göreve geldiğimizde hedeflediğimiz tüzük değişikliği konusu. Burada sürecin uzamasının çeşitli nedenleri olduğunu belirtmeliyim. Genel kurul onayı gerektirdiği için zaman planlaması yapmak, katılım teyitleri almak ve farklı sebeplerle henüz tüzük değişikliği konusunda gerekli adımları atamamıştık. Ancak bu konuda da çalışmaların başladığını duyurmak istiyorum. Çoğumuzun mutabık olduğu üzere, mevcut tüzüğümüz yıllar içinde ihtiyaca ya da dönemin gündemine göre peyderpey şekillendiği için bugün itibariyle biraz sadeleştirilmeye muhtaç görünüyor. Bu kapsamda, Yönetim Kurulu Üyemiz Tülay Aktan’ın liderlik edeceği, Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve Dernek Başkanlarımızdan oluşturulacak bir çalışma grubu ile tüzük değişikliği çalışmalarına start verdik. Eylül ayı içerisinde yapacağımız Başkanlar Kurulu toplantısında konuyu ve ihtiyaçlarımızı hep birlikte bir kez daha konuşarak ekim ayında çalışmayı tamamlamayı umuyoruz.
Bir dahaki vizyonda buluşmak arzusuyla sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Demir Şarman
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF)
Yönetim Kurulu Başkanı