COVID-19 Sonrası Gıda Güvenliği ve Güvencesi

COVID-19 Sonrası Gıda Güvenliği ve Güvencesi

COVID-19 Sonrası Gıda Güvenliği ve Güvencesi

TGDF Akademi, COVID-19 Sonrası Gıda Güvenliği ve Güvencesi başlıklı bir video konferans düzenledi. Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa gıda ve tarım sektöründen çok sayıda katılımcı yoğun ilgi gösterdi.

Gıda güvenliği ve güvencesinin COVID-19 döneminde daha fazla gündeme geldiğini ifade edenProf. Dr. Artık, “Bu dönemde artık televizyonlarda halka gıda ve sağlık hakkında yanlış bilgi verenleri pek göremiyoruz, halkta da bu konulara karşı farklı bir yaklaşım var” dedi.

Prof. Dr. Artık: Ambalajlı gıda tüketmeyin diyenler, ambalajlı gıda için sıradalar

Yaşanan olağanüstü süreçte ambalajlı gıdanın öneminin anlaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Artık, “Gıdalar canlıdır, muhafaza edilmesi için uygun teknikleri kullanmalıyız. Ambalajlı gıda tüketmeyin diyenler, artık ambalajlı gıda için sıradalar. Ambalajlı gıdaya artık söz söylenmemeli. Sağlıklı bir nesil için, hasta olmamak için ambalajlı gıdaya ihtiyaç var. Açıkta satılan sütleri mikroskopta göstersem, açık süt tüketenlerin bir daha tercih edeceğini zannetmiyorum” dedi.

COVID-19’un gıda sanayine etkisi

Prof. Dr. Artık, pandeminin gıda sanayine etkilerini şu sözlerle anlattı:

“Ülkemizdeki gıda güvenliği eğitimi riske dayalı bir sistemdir. Bu eğitimde bazı güncellemeler ve ilaveler söz konusu olabilir. Ayrıca, uluslararası gıda güvenliği sistemlerinin de ele alınması gerekiyor. Gıda endüstrisindeki çalışanlara uygun eğitimlerin verilmesi lazım.

Temas çok önemli. Yapılan araştırmalar, hasta bir kişinin hapşırması sonrası virüsün 2 metreye kadar fazlaca ulaştığını, damlacıkların ise 4 metreye kadar gittiğini gösteriyor. Yani bulaşma çok fazla. Temas yüzeylerinde kalma süreleri de oldukça uzun. Alüminyumda 2-8 saat, ameliyat eldiveninde 8 saat, paslanmaz çelikte 48 saat, tahtada 4 gün, camda 4 gün, kağıtta 4-5 gün, plastikte ise 5 gün kalabiliyor.

Her sorun döneminde bir yaklaşım değişimi yaşanıyor. Gıda güvenliği ve gıda güvencesi kavramları da şu anda böyle bir süreçten geçiyor.

“Gıda sanayinde ciddi tedbirler her zaman vardı”

Gıda sanayinde pandemi varmış gibi ciddi önlemler ve tedbirler her zaman vardı. Şimdi ekstra tedbirler almak zorundayız. Çalışanların belli bir mesafede bulunması, korunması lazım. Fabrikada çalışanların soyunma odalar en büyük riski taşıyan yerler. İşçiler bir şekilde soyunma odalarına girmeden eve gönderilmeli, yakın temasta bulunmamalı.

Gıda endüstrisinde esas önlem, çalışanların eğitilmesiyle alınabilir. Gerekirse vardiya sayısı arttırılıp işçilerin aynı bantta yakın mesafede çalışması önlenebilir.  Maliyeti belki arttıracaktır ancak etkili olacaktır. Hijyen eğitiminin  ve dokümentasyonun yeniden elden geçirilmesi gerekir. Fakültelerin de bu konudaki eğitimlerini güncellemesi lazım.”

"İsrafı azaltmalı, verimi arttırmalıyız"

Konuşmasında gıda israfına da değinen Prof. Dr. Artık, “Her yıl 1.3 milyar ton gıda israf ediliyor. Et ürünlerinde %20, yağlı tohumlarda %20, balık ve deniz ürünlerinde %35, meyve ve sebzelerde %30-45, tahılda %30, süt ürünlerinde %20, yumru bitkilerde %45 kayıp var. Bu sayılar hasattan tüketiciye kadar olan kayıpları kapsıyor. Açık büfede gıda kaybı %20-30 arasında değişiyor.

2050 yılında dünya genelinde 9,6 – 10 milyar arası nüfus olacağı düşünülüyor. Bugün itibariyle dünyada 800 milyon aç insan var.  Artık tarım alanlarını arttırmaktan ziyade verimliliği arttırmaya, israfı azaltmaya yönelmeliyiz” diye konuştu.

Close