İsmail Başaran
NİSAD
NİŞASTA SEKTÖRÜNE BAKIŞ
Nişasta sanayi, bir taraftan mısır üretiminin sürdürülebilirliğinde önemli rol üstlenirken, diğer taraftan dış ticaretimize pozitif katkı vermeye devam etmektedir.
Yaklaşık 300 bin mısır üreticisinin ürettiği 8,5-9 milyon ton mısırın ¼’ünü işleyen sektör, mısır piyasalarının istikrarı için büyük rol oynamaktadır. Sektörün alternatifsiz tek ürünü mısırdır. Bu açıdan nişasta sanayicileri mısır çiftçisinin ilk adresidir, güvencesidir. Kaldı ki önceki yıl boyunca gördüğümüz üzere, yaklaşık 1, 8 milyon ton mısırı 210 dolar/ton aralığında ihraç eden ülkemiz, bunu nişasta ve türevleri olarak ihraç ettiğinde en az 3.4 kat katma değer üretmektedir. Bu açıdan sektörün ar-ge yatırımları ile ileri teknolojik inovatif ürünler üretmesi ve ihracatı ülke ekonomisine daha fazla katkı verecektir.
Nişasta, yenilenebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir bir üründür. Önümüzdeki yıllarda fosil yakıtlar yerine çevre dostu, doğayı koruyan nişasta kaynaklı ürünleri daha fazla göreceğiz. Doğada çözülmeyen plastikler yerine kaynagı nişasta olan ve kısa sürede çözülebilen plastik poşetler gibi.
2024 yılı dış ticaret rakamlarına baktığımızda nişasta sektörü;
tabloda görüldüğü gibi mısırın işlenmesine dayalı ürünlerin ihracatından dış ticaretimize 430 milyon dolar civarında katkı sağlamıştır. Bu arada sektörün daha çok üretecek ve ihraç edebilecek kapasitesi mevcut iken 241 milyon dolarlık ithalat yapılması da sorgulanması gereken bir husustur. Ülkemizde glukoz şurubu kotaya tabi tutulurken, diğer taraftan 17 milyon dolara yakın glukoz şurubu ithalatı yapılmaktadır.
Nişasta sanayi son derece dinamik, ar-ge ve inovasyon kabiliyeti yüksek, katma değerli ürün ihraç edebilecek bir yapıdadır. İSO ilk 500 sanayi kuruluşları arasında 4 adet nişasta şirketi olması da bu açıdan önemli.
Tohumdan nihayi tüketiciye kadar tarımsal üretimin ve gıdanın her safhasında bulunan sektör, en büyük gücünü bu ülkenin çiftçisinin ürettiği mısırdan alıyor.
Sektör aynı zamanda; ürün tedarik ettiği şirketler için adeta terzi görevi görerek, başta şekerleme sanayi olmak üzere gıda sanayinin sürdürülebilirliğine de katkı vermektedir. Gıda sanayinin her türlü talebine göre üretim prosesini ayarlaması mümkündür.
Mısır üretiminde sürdürülebilirlik için; çiftçi eğitim programları, aflatoksinle mücadele çalışmaları, kalite ve verim artışında bilgilendirme, sözleşmeli üretim gibi çok yönlü çalışamalar yapılıyor.
Türkiye, dünya nişasta pazarında önemli bir oyuncu olarak yer almakta, ancak pazar payı genel olarak büyük küresel üreticilerle kıyaslandığında sınırlı kalmaktadır. 2023-2024 üretim sezonunda 9 milyon ton olarak gerçekleşen mısır üretiminin %25’ini işleyerek, yaklaşık olarak 1,4 milyon ton mısır nişastası üretilmiştir. Bu da dünya mısır nişastası üretiminde yaklaşık %1,6 paya denk gelmektedir.
Küresel mısır nişastası pazarının 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 90 milyon ton olduğu ve 2024-2032 yılları arasında yıllık %2.7 oranında büyüme göstererek 110.77 milyon tona ulaşması beklenmektedir. 2024 yılında küresel nişasta pazarının değeri 60 milyar ABD dolarını aşmış, 2024-2030 yılları arasında yıllık %5,7 büyüme oranı ile 85,79 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir. (USDA)
Küresel mısır nişastası ticareti büyük ölçüde ABD, Almanya, Hollanda, Brezilya, Sırbistan, Ukrayna, Slovakya ve Bulgaristan gibi ülkeler tarafından gerçekleştirilmektedir.
ABD'nin mısır nişastası ve türevlerinin ihracatı 2023 yılında yaklaşık 46 milyon ton olup, bu ihracatın değeri 13 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. ABD'nin başlıca ihracat pazarları arasında Meksika, Japonya ve Çin bulunmaktadır.
En büyük ihracatçı olan ABD ile ülkemiz kıyaslandığında; Ülkemizdeki mısır nişastası ve türevlerinin payı 506 bin ton ile %1,10’dir. İhracatın dolar karşılığı payı ise 400 milyon dolar ile %3’tür.
Türkiye’nin mısır üretimi nişasta sektörü için yeterli mi?
Nişasta sektörü yıllık 2 milyon ton civarı mısır işlemekte olup normal mısır işleme kapasitesi 2,5 milyon tonu geçmektedir. Sektör yerli ve milli mısırımızı kullanmaktadır. Şu an için yıllık 8 milyon tonu aşan mısır üretimi nişasta sektörünün ihtiyacına cevap vermektedir.
Türkiye, mısırı üretmelidir. Zira mısır, bir endüstri bitkisidir. Sadece nişasta sanayi için değil yem sanayi, kanatlı sektörü için de çok kıymetli bir üründür. ihtiyaç karşılanamaz ise ithalat kaçınılmazdır. Nitekim içinde bulunduğumuz hasat sezonunda ekim ve üretim düşüşüne bağlı olarak farklı tarihlerde 2 milyon tonu aşan ithalat kotaları açılmış, talep artışına bağlı olarak ithalatın devam ettiği görülmektedir.
Su kısıtı olmayan bölgelerde üretimine gerekli destek devam etmelidir. Ülkemiz mısırı aynı zamanda çok kalitelidir, GDO riski yoktur.
Nişasta üretimi şekerpancarı üretimini nasıl etkilemektedir?
Nişasta üretimi şeker pancarı üretiminin bir alternatifi değildir. Nişasta türevleri daha endüstriyel özellik taşıyan katma değerli ürünlerdir. Aynı zamanda şekerleme sektörü gibi ülkemizin ihracat lokomotifi sektörlerin önemli hammadde kaynagı olup sürdürülebilirliklerinde büyük katkıları vardır.
Mısırdan nişasta ve dolayısı ile mısır şekeri, 12 ay boyunca üretilmektedir. Şeker pancarı ise sezonluk üretimdir. Bu açıdan şeker ihtiyacının güvenliği için nişasta sektörü de iyi degerlendirilmelidir.
Mısır üretim alanları şekerpancarı için de alternatif değildir. Zira şeker pancarı kota ile üretilmektedir. Nişasta sektörünün agırlıklı fabrikaları akdeniz bölgesindedir. Şeker pancarı ise içanadolu ve doğu anadolu agırlıklı üretilmektedir.
Mısır, çiftçi için ikinci ürün olarak da ekilmektedir.
NBŞ’ler Türkiye’de neden çok gündeme geliyor, dünyada bu durum nasıl tartışılıyor?
Maalesef bu konu çok hassas. AB ülkelerinde glukoz hiçbir zaman kotaya tabi olmamıştır. 2017 yılı itibarı ile de şekerlerde kota kaldırılmıştır
Aynı şekilde ABD’de de kota tartışması yoktur. Bizde tavuk etinde olduğu gibi toplumda yanlış bir bilgilenme sözkonusudur.
Nişasta sektör paydaşlarının temel yaklaşımı; bilim şeker için ne diyorsa ona uymaktır. Uluslararası bilimsel yayınlarda, (EFSA dahil) şekerler konusunda bir ayrım yapılmamaktadır.
Ülkemizde de çok sayıda akademik açıklamalarda ‘Şeker, şekerdir.’ vurgusu mevcuttur.
Nisad olarak bu yanlış bilgilendirlemeleri düzeltmek için yoğun gayret gösteriyoruz. Yayınlar yapıyoruz. Akdemisyenlere söz veriyoruz.
Yakın bir tarihte TGDF’nin de katılımı ile ‘Tarım Gıda Düşünce Atölyesi’ sivil insiyatifimiz kapsamında ‘bilgilendirme Kirliliği’ başlıklı çok güzel bir organizasyon gerçekleştirdik. Her disiplinden uzman insanlarla sektörlerdeki bilgilendirme kirliliği ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğini tartıştık. Konuşmaları kitaplaştırdık ve herkese dağıtıyoruz.
Mısır üretimindeki gelişmeler veya sorunlar nişasta sektörünü nasıl etkilemektedir?
Mısır, sektörümüzün olmaz ise olmazıdır. Bizim için üretimde sürdürülebilirlik önemlidir. Bunun için mısır üretiminde sektörümüzün katkısı da büyüktür. Piyasayı regüle etmektedir..
Su kısıtı olan yerlerde üretimin kontrol edilmesi, suyun azami tasarruf ile kullanılması, ‘sıfır atık’ yaklaşımı, ‘suda sıfır israf’ anlayışı, ‘suya göre tarım’ yaklaşımı sektör olarak bizim de çok desteklediğimiz konular.
Ancak mısır bir sanayi ürünüdür. Onlarca katma değerli ürüne dönüşmektedir. Ülkemiz çiftçisinin ürettiği mısır dünyanın en kaliteli mısırıdır. Bu açıdan su kısıtı olmayan yerlerde ekim desteklenmelidir.
Aflatoksin riski, rutubet gibi sıkıntılar olabilmektedir. Biz sanayiciler de bu konudaki eğitim ve yayım faaliyetlerini destekliyoruz. Modern lisanslı depolarda depolanması için destek veriyoruz.
Sektör olarak; ‘bir mısır danesinden dünyalar kurmak’ vizyonu ile çıktığımız yolda ülkemize değer katmak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.